Kendinizden kısaca bahseder misiniz?
İsmim Erdem Yıldırım. İki senedir Brother’ın PR 1050 makinesini kullanıyorum. Tekstil mühendisiyim. Aynı zamanda tasarımcıyım. Gördüğünüz üzere giyim ve ev tekstili üzerine çalışmalarım var. Aynı zamanda numune işleriyle de uğraşıyorum.
Bu işi yapmaya nasıl karar verdiniz?
Biraz duygusal bir tercih yaptım. Hep modayla iç içeydim. Bu nedenle giyimden başladım. Kendi tasarımlarım var. Hiçbir şekilde farklı markaların çizimlerini yapmıyorum. Eşimin ve yakın çevremin tavsiyeleriyle ev tekstiline başladım. Ev tekstiline kırlentler yapıyorum. Runner yapıyorum. Servis, sunum ürünleri yapıyorum. Bunların özellikle pandemi döneminde çok talep olduğunu gördüm. Dolayısıyla bundan ticari olarak faydalanmak istedik ve makinemin mükemmel iş çıkardığı bir ortamda bunu yapmamak olmazdı. Ne kadar sürekli olarak aynı işi yaptığınızda sıkılsanız da makine süper bir işçilik çıkarıyor. Makineyi güzellemek değil yaptığım. Gerçekten siz de kullanırsanız Brother makinelerinin ne kadar iyi olduğunu göreceksiniz. Ben çok memnun olarak kullanıyorum.
Pandemi süreci sizi nasıl etkiledi?
Özellikle pandemiden sonra ilk karantinalardan sonra girdiğim ev tekstili işlerinin çok büyük sıçrama yaptığını gördüm. Bunu ciro olarak da takip ettik, reklam olarak takip ettik, e-ticarette nasıl bir yol izlememiz gerektiğini insanlara danışarak yol aldık. Çok güzel bir patlama yaşadık. Ciromuz çok ciddi şekilde yükseldi. İkinci üçüncü makineyi inşallah yakın zamanda koymayı düşünüyoruz yanına. Makinemden çok memnun olarak işimi yapıyorum. Çok güzel işçilikler ortaya çıkarıyoruz. Tabii benim de geçmişteki tasarımcı geçmişimden kaynaklanarak, faydalanarak güzel ürünler yapmaya çalışıyoruz. Ürünlerim de beğeniliyor. Tabii bunun yanında kullandığımız malzemelerin kalitesi çok önemli. Müşteriye ürünü nasıl yolladığınız çok önemli. Paketlemeniz çok önemli. Ürünü nasıl sunduğunuz, e-ticaretin altın kuralıdır. Müşteri ürünü ilk gördüğü anda ya beğenir ya beğenmez. Bu sizin için çok önemlidir. Bizde bunu iyi bir şekilde yapmaya çalışıyoruz. Müşteriye ürünü iyi sunmaya çalışıyoruz. Mümkün olduğu kadar kusursuz, mükemmeliyetçi bir kafa yapısıyla. Makinede size bu desteği emin olun sağlıyor. Çünkü sonuçta bir makine, siz nasıl kontrol ederseniz onu ortaya çıkarıyor. Doğru hammaddeyle doğru iplikle doğru desenle beslediğiniz zamanda mükemmel işler ortaya çıkıyor.
Brother makinenizi almaya nasıl karar verdiniz?
Makinelerimin sıfırdan öğrenmek için inanılmaz kolay olduğunu gördüm. Yani daha önceden de bir geçmişiniz olsa da olmasa da makineyi çok kolay bir şekilde öğrenebiliyorsunuz çünkü inanılmaz kolay bir ara yüzü var. Sıfırdan öğrenen bir insan için çizim programını kullanmadan, tasarım programını kullanmadan sadece makinenin dokunmatik ekranıyla bile çizimler yapabiliyorsunuz. Başlangıçta bunu yapmak öğrenebilmek için çok önemli. Daha sonra zaten çok da zor olmayan bir tasarım programımız var. PE-Design diye. Onu biraz araştırın. Bütün markaları araştırıyorduk. Brother bana daha yakın geldi açıkçası, başlangıçta daha kolay öğrenilmesi açısından ve ortaya çıkardığı işçiliğin iyi olmasından dolayı. Daha sonra seçimimi yaptım. Makineyi almaya karar verdim. 2019 senesinde, bundan yaklaşık iki, iki buçuk sene öncesinde makineyi almaya karar verdim. Yatırımımızı yaptık, Brother’ın o dönemdeki en pahalı makinesiydi. PR 1050 cihazını kullanıyorum. Kamerasıyla, kasnaklarıyla, Şapka kasnakları, bordür kasnakları daha sonra tablo bile yapabileceğiniz kasnak yapılarıyla benim çalışmalarımı çok daha verimli bir şekilde ortaya çıkaracaktı. Bu nedenle Brother’ı tercih ettim. Brother’ın en iyi makinesini aldığımı düşünüyorum. O dönemde de tavsiyeler o yöndeydi. Sağ olsunlar çok güzel bir alışveriş sürecimiz oldu ve 2019 yılının şubat ayında makineyi aldım. Yaklaşık 2,5 senedir dediğim gibi makinemi çalıştırıyorum. Özellikle son altı yedi aydır, bu pandemi döneminde makine inanılmaz bir çalışma performansı gösteriyor. İlk başlarda makineyi aldıktan sonra kullanmayı öğrenme süreci, ne tarz ürünlerde yapmam gerektiğini araştırma vs. belli bir zaman geçti. Ama makineyi aldıktan sonra ilk iki hafta içerisinde ilk işimi yaptım. Bir firmaya fason olarak polarlarını nakışladım. Bunu da hiç programı kullanmadan makine üzerindeki dokunmatik ekranı kullanarak yaptım. Çok basitti yani başlangıçta, çok çabuk paraya çevirebiliyorsunuz.
Yaptığınız işlerin geri dönüşünü ne zaman almaya başladınız?
Dediğim gibi ilk işimi makineyi aldıktan iki hafta sonra yaptım. Daha sonra bu işler birbirini kovalayarak, fason işlerde birbirini takip etti. Şöyle ki, birine iş yaptığınız da düşük adet olduğunda insanlar seri nakışa giremiyorlar. Seri nakışçılar az adetli işler için makinelerini durdurmak istemiyorlar. Makine hiç durmamaya başladı. Kasım ayında sonra özellikle günde 150-200 paketler çıkarmaya başladık. Tabii bu geçici bir süreçti. Platformların yaptığı büyük kampanyalar, büyük reklam çalışmaları. Hem de pandeminin getirdiği bir şeyle insanlar evlerine çekildikçe dolaplarını ve evlerini yenilemeye gayret gösterdi ve bu alanda da çeşitlilik istediler muhtemelen. Bizde bundan faydalandık ticari olarak.
Makinenin performansından memnun musunuz?
Daha çok basic ürün satmaya başladım. Ürünlerin kalitesi beğenildi ama sonralarda ev tekstiline giriş yaptıktan sonra makineyi durduramaz oldum. Yani şöyle söyleyeyim, başlangıçta numune yapmaktan makineyi durduramıyordum şimdi ürün yetiştiremiyorum. Yani sabahın erken saatlerinde gelip makineye startı veriyorum, gece gittiği yere kadar açıkçası. Bir “startupında” olması gerektiği şekil bu diye düşünüyorum. İşinizi iyi yapabilmeniz için o makinenin durmaması gerekiyor. Ve makine şu an için bu dönemlerde ortalama olarak günde 12-14 saat civarında çalışıyor.
Kaç saat çalışıyorsunuz?
Sabahın erken saatlerinde başlatıyoruz. Makineye hemen startı veriyorum. Sadece aralarda desenimize göre ürün besliyorsunuz, kumaş besliyorsunuz makineye. Şu an için yani ortalama olarak günde 10-12 saat makine çalışıyor hiç durmadan. Kampanya dönemlerinde, kimi dönemlerde hiç durmadan gittiği yere kadar gece 12’lere, hatta sabahladığımız oldu. Çünkü makinenin durması size para kaybettiriyor. Hiç durmadan çalışıyor ve çalışırken de hiçbir problem yaşatmıyor size.
Orijinal desen oluşturuyor musunuz? PE-Design programını kullanıyor musunuz?
Evet. Aslında desenlerimin hepsi orijinal, bana ait diyebilirim. Yani mümkün olduğu kadar imitasyon çalışmamaya çalışıyorum hatta hiç çalışmıyorum. Desenlerimin hepsini kendim oluşturuyorum. Çizim programı da zaten size büyük kolaylık sağlıyor. Yapacağınız ürünün detaylarına göre ipi nerede koparacağına, hangi ipi kullanacağınıza hangi dikiş tipini kullanacağınıza vs. çok kolaylıkla karar verip deseniniz oluşturabiliyorsunuz. Bende bütün desenlerimi kendim çiziyorum. Elbette desende satın alabileceğiniz internet siteleri var. Başlangıçta zor gelebilir. Herkese zor gelebilir eğer bir geçmişiniz yoksa. Ama öğrenile biliniyor, çok da zor bir şey değil. Ben en baştan beri kendim çiziyorum desenlerimi, çok da güzel sonuçlar ortaya çıkıyor.
Daha çok ne tarz desenler yapıyorsunuz?
Şu anda daha çok ev tekstili yaptığımızdan dolayı servis sunum ürünlerine yönelik desenler yapıyorum. Ama tabii ki giyimde de daha moda minimal desenler çalışmayı seçiyor bu ara. Dolayısıyla daha küçük ama daha detay veren desenler yapmaya çalışıyorum. Ama tabii burada numunemizde var. Böyle Michelangelo’ nun tablolarını da çalışabiliyorsunuz. Yani istediğiniz kadar detaya girebiliyorsunuz. Bu sizin programı ne kadar öğrendiğiniz ne kadar kullanabildiğinizle alakalı. Renk seçimlerini de doğru yaptıktan, programı doğru yönlendirdikten sonra makinenin sizin için yapamayacağı hiçbir şey yok.
Makinenizden memnun musunuz?
Fazlasıyla memnunum. Makinem, benim en yakın arkadaşım, en çok zaman geçirdiğim şey şu anda hayatımdaki. Artık bir süre sonra sesini de duymayıp ona alışmaya başlıyorsunuz. İnanılmaz bir performansı var. Duruşlar, kopuşlar çok az. Sektördeki en iyi makinelerden biri, seri üreticilerin de gördüğünde hayran kaldığı bir makine. Özellikle kamera fonksiyonu, pozisyonlaması, koparışları, iplik hırsızının çalışma şekli vs. mükemmel bir çalışma şekli var makinenin. Ben de çok memnun olarak kullanıyorum hatta sayısını da arttırmayı düşünüyorum yakın zamanda.
Kamera fonksiyonundan memnun musunuz?
Çok memnumun çünkü numune makinesinde hazır dikile ürüne daha çok işlem yaptığınızdan dolayı pozisyonlamayı kullanmak durumunda kalıyorsunuz. Pozisyonlamayı yaparken de kendi şablonlarınız üzerinden pozisyonu aldıktan sonra kamera kullanıp pozisyonu buluyorsunuz ve çalışmaya başlıyorsunuz. Bu birçok seri üretim makinede, hatta birçok numune makinesinde de yok. İnanılmaz bir inovasyon bu. Benim de makineyi alırken en çok etkileyen faktörlerden biri de buydu. Pozisyonlama çok önemli çünkü nakışta, bir milim bile kaydırmak deseninizi bazen çöpe atmanıza sebep olabiliyor. Çok memnun olarak kullanıyorum. Hiçbir sorunda yaşamıyorum.
İşletmesini be düşüncelerini bizimle paylaşan Erdem Bey’ e teşekkürler…